Gelişim kavramı bireyin büyümesi ve olgunlaşmasını içermektedir. Bireyin büyüme süreci fiziki ve istem dışı gerçekleşmekte, olgunlaşma sürecinde ise birey doğuştan gelen potansiyeli ile birlikte kendisine engel teşkil eden fikir ve düşüncelerini bilgi kazanımları ile geliştirmektedir. Genel olarak birey fiziki olarak büyüyüp olgunlaşırken kendi çaba ve kazanımları ile de değişiklikler yaşamaktadır. Gelişim anne karnından başlayarak devamlılık içermektedir.
Öğrenme farklılıkları genelde çocuğun içinde yaşadığı çevresel koşullara bağlanmaktadır. Gelişim sürecinin yol göstericisi eğitmenler, çocuğun gelişimini etkileyen bu etkenleri yorumlayarak, dezavantajlı çevrelerden gelen çocukları, toplumsal gelişimi de gözeterek eğitim şemsiyesi altındaki öğretim-öğrenim çalışmaları ile destekleyici önlemler almaktadır. Eğitmenlerin kaliteyi arttırma önlemleri, değişik yaş, çevre ve gelişim çağındaki çocukların fiziksel, psikososyal, bilişsel ve ahlak gelişim özelliklerini törpülemeyi, yeniden şekillendirmeyi hedeflemektedir. Bu hedef çalışmaları sırasındaki geri bildirimlerin kazanıma dönüştürülmesi, toplumsal gelişim ve dönüşümün başarı kriterlerini oluşturmaktadır.
Gelişim özellikleri genel olarak birbirleri ile karıştırılmakta ve anlam açısından birbirlerinin yerine yanlış kullanılabilmektedir;
Bireyler en hızlı bebeklik döneminde büyüyüp, gelişmektedirler. Okul öncesi yıllarını içine alan oyun dönemine gelindiğinde birey, uyarıcılar ile dolu olan dış dünyayı keşfetmekte ve çevresine yönelmektedir. Okul dönemine gelindiğinde ise birey çevreye olan yönelimini aile ortamından da çıkarak pekiştirmektedir. Ergenlik döneminde birey gelişimi durağanlıktan çıkmakta, bebeklik dönemi kadar hızlanmaktadır. Bu dönemin sonunda artık birey yetişkinlikteki yapısına ulaşmaktadır.
Bireyin belli dönemlerde belli davranışları kazanması gerekmektedir. Aynı zamanda çevre etkisi de bu dönemde en yoğun şekilde hissedilmektedir. Uygun koşullar sağlandığında bireyin kazanımları daha çabuk yönde gelişmektedir. Bu dönemde kazanılamayan davranışları daha sonra ya çok zor kazanılmakta ya da hiç kazanılamamaktadır.
Bu dönem kişinin hayatında başarması gereken görevleri, kazanması gereken özellikleri içermektedir. Bireyin bir görevde başarılı olup olamaması bir sonraki görevi yüklenme hevesini de etkilemekte ve kendine olan güvenini sorgulamasına sebep olmaktadır. Toplumsal hoş görü de bireyin gelecek görevlerinde başarı ve mutluluğa yol açabildiği gibi zorluklara da yol açabilmektedir.
Birey üstlendiği görevler için kendi değer yargılarına, eğilim ve beklentilerine göre seçimler yapmaktadır. Gelişim görevi toplum için ortak değerler taşısa da bireyin göreve yüklediği anlam esas önemi teşkil etmektedir.
Yaratıcı drama bireyin gelişim sürecini etkin kılmakta, yaparak ve yaşayarak öğrenmesine olanak sağlamaktadır. Çalışmalar, bireyin yaratıcı ve üretken olmasına, tüm yönleriyle gelişmesine katkıda bulunan bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bireyin gelişim dönemleri sürecinde okul öncesi döneminden başlayarak toplumsal ilişkilerini düzenlemesine, kendisini tanımasına, varlığını sergilemesine olanak sağlamaktadır. Her ne kadar bireyin görev seçimleri ve görevlerine yüklediği anlamlar bireysel de olsa çalışmalar topluluk hainde yapılmakta bireylerin birbirini gözlemleyerek de gelişimlerine katkıda bulunmaktadır.