1910 Kasım. Soğuk bir sonbahar günü ve ölüm yalnızlığındaki tren yolculuğu. 82 yaşında aksi, kimsenin söz geçiremediği yaşlı bir yolcu, trenin herhangi bir vagonunda yolculuk ediyor. Dışarının karanlığıyla içerinin loş aydınlığı, ihtiyarın anılarını oturduğu vagonun alıngan camlarına yansıtıyor. Anılar, trenin kendine ait özgüvenli rayları doğrultusundaki ritim ve hoşgörü asaletinde bir birini kucaklıyor. Yolculuğun başlangıcı itibariyle geride bırakılmış tercihler, trenin soğuk camlarının konforunda bizim ihtiyarla ara ara göz göze, ara ara da baş başa tazeliğini yudumluyor. Hatta süratle uzaklaşıyor. İhtiyarın anıları, zihnindeki kelimelerin notaya dönüştürülmüş hali olan Beethoven’in “Kreutzer Sonatı” eşliğinde kalem ve kâğıttan, keman ve piyanoya da eviriliyor.

1889’da bir tren yolculuğu. Uzun bir yolculuk ve doğal olarak da yolcular arasında bir sohbet başlıyor. Konu, evlilik ve karı koca ilişkileri. Sohbete katılan yaşlıca bir kadın evliliğin ve her türlü beraberliğin en temel koşulunun “aşk” olduğunu ileri sürmektedir. Trende bu konuşmaları dinleyen yolcular arasında Pozdnyshev isminde biri vardır. Konuşulanlar karşısında kendisini tutmayı başaramayan Pozdnyshev, hayatından kesitler ve birlikteliklere dair düşüncelerini paylaşır. Özünde karısını öldürdükten sonra belirli bir süre hapishanede yatmış biridir. Onun sıra dışı düşüncelerinden bir grup yolcu rahatsızlığını belirtince, Pozdnyshev kendi hikâyesini, yanına oturduğu bir yolcuya anlatmaya koyulur. 

Pozdnyshev karısını hem sevip, hem de ondan nefret etmektedir. Beş çocuk doğuran karısı Lili’nin bedeni, doktorun sağlığı için daha fazla çocuk doğurmaması gerektiğini önermesiyle yenilenmeye ve toparlanmaya başlamıştır. Bu durum karşısında oldukça kıskanç bir insan haline gelen Pozdnyshev'i karısının onu kendisinin tanıştırdığı bir müzisyenle aldattığı şüphesi yiyip bitirmektedir. Nihayetinde bu iç kemiriş, aniden eve döndüğünde müzisyen ve karısını evlerinin oturma odasında yakalaması ve karısını bir hançerle öldürmesiyle son bulur.

Aslında, tam da o anda müzik öğretmeni kemanıyla çok özel bir parçada piyano öğrencisine eşlik etmektedir. Bu çok özel parça 1803’de Beethoven’in bestelediği Kreutzer Sonatı’dır. Parçanın ritmi, öğretmen ve öğrencisi arasındaki elektriklenmeyi bir ahlak kaosuna çevirmekte, müziğin erotizmi ikiliyi tensel olarak da yakınlaştırmaktadır. Yakınlaşma, kadının parmaklarının piyano tuşlarıyla vedalaşabilmesine izin verememektedir. Bunun anlamı “henüz sana tamamen güvenemiyorum” demektir. Vasily Pozdnyshev, karısı Lili ve müzik öğretmeni Truhaçevski de bu ihtiyarın en önemli eserlerinden biri olan Kreutzer Sonatı’nın kahramanlarıdır.

Tren Astapovo istasyonuna doğru kendi kısıtlı özgürlüğüyle yaklaşmaktadır. Anılar, lokomotifin bacasından çıkan buharın güveninde trenin de geçmişine doğru gücünü diretmeye çalışmakta, trenin hızıyla birlikte yoğunluğunu yitirmekte ve suskun bir halde gecenin karanlığına karışmaktadır.

Bir tren istasyonu ve istasyonda bir adamla sohbet. Puslu bir mevsim, konu eş ihaneti. Sohbet sonrası ortaya öylesine bir eser çıkıyor ki ihtiyarın en önemli eserlerinden biri. Ancak kendi eşinin yorumu “bu eser çok mutsuz bir hikâyedir” oluyor.

İhtiyarın esinlendiği Beethoven’ın “Kreutzer Sonatı”nın birinci bölümünde yansıtılan kargaşa ve karışıklığın kişileştirilmesi ve aynı zamanda cinsel çekicilikle meydana gelen vahşi arzuların yansıtılmasıyla çağın kalıplarını kıran eser, ilk dinleyişte belki insanı hemen sarıp sarmalayıp kuşatmaz ama bir kez daha dinlenince, notalar kulakta yerli yerine yerleşmekte; sonat anlamına kavuşmaktadır.

İhtiyar için geçmişten uzaklaşmak ve geleceğe yaklaşmak bir gün doğumuyla gün batımının karşılıklı saygınlığı kıvamındadır. Eserlerindeki karakterler, kendi iç dünyasındaki çoklu kimliğine olan saygınlığı da sağlamaktadır. 

Gece soğumakta ve gittikçe karamsarlaşmaktadır. İhtiyarın yanındaki koltukta kızı Aleksandra oturmakta, camdan dışarı bakarken kızının siluetinde ihtiyar, kızının piyano öğretmeniyle kendisi arasında yaşanılan büyük aşkı görmektedir. Öğretmeni, kızının müzik eğitimindeki keman piyano sonatlarında iki çalgının rolünü eşitlemiş; tüm müzikal materyallerin yoğun bir diyalog halinde paylaşılmasını sağlamıştır. Beethoven ve sonatı yine ihtiyarın hayatının nota portesindedir 

Aslında ihtiyarın maalesef düzgün bir evliliği de olamamıştır. Bu yolculuk belki de en önemli eserlerinden biri olan hatta Beethoven’den esinlendiği Kreutzer Sonatı kitabındaki kahramanı gibi olmamak adına karısından kaçış yolculuğudur. Üçüncü mevkide yapılan bu yolculukta alınan soğuk algınlığı, kısa zamanda zatürreye dönüşmekte ve hastalığın ölümcül olduğunun anlaşılmasına neden olmaktadır. Doğaüstü yazarlık yetenekleri olan, edebiyat dehası ihtiyarı trenden indirip kendi evinde konaklamaya, sıradan bir demiryolu bekçisi olan cahil Ivan Ozolin hangi kelimeleri bir araya getirip ikna etmiş olabilir an itibariyle bilemiyoruz. 

Bir bilinmeyen daha.

Kimliği bilinmeyen biri, hatta kim bilir kim, bizim ihtiyarın ailesine şu telgrafı çekmiş: “Lev Nikolayeviç Tolstoy Astapovo’da ve istasyon şefinin kulübesinde yatıyor. Hatta 40 derece ateşle.”

Ufuk Fikret Ozan
10.09.2021